“HALKIN CAN GÜVENLİĞİ YOK”

Aşkar, Türkiye’deki mevcut ortamı değerlendirerek, “Bugün ne polisin ne savcının ne hakimin ne de vatandaşın can güvenliği var. Annelerin, babaların huzuru yok. Hepimiz tehdit altındayız. Bu durum kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

“GERÇEK DEMOKRASİ ŞEFFAF YARGILAMAYLA OLUR”

ABD ve Batı’daki sistemlere işaret eden Aşkar, adaletin ancak şeffaf yargılama süreçleriyle tesis edileceğini vurguladı:
“Demokrasi, halka açık bir şekilde yürütülen, televizyonlardan yayınlanan, jüri sistemiyle yapılan adil yargılamalarla mümkündür. Teröre ve vatan hainlerine hiçbir şekilde müsamaha gösterilemez. Daha dün hain sayılanların bugün mecliste dolaşması demokrasiye hakarettir.”

“ASKERİMİZE, POLİSİMİZE GÜVENİLMEZSE VATANI KİM KORUYACAK?”

Aşkar, Anıtkabir’de askerlerin üst aramasına maruz kalmasını örnek vererek tepki gösterdi:
“Eğer benim askerime güven yoksa bu vatanı kim koruyacak? Askeri ayıramazsınız, polisi ayrıştıramazsınız, halkı bölemezsiniz. Eğer yönetemiyorsanız kardeşim çekip gidersiniz. Bu kadar basit. Yönetemeyenler gider, ekonomiyi düzeltecek, çiftçinin, halkın yanında olacak, gerçek adaleti sağlayacak kadrolar gelir.”

“KAVGAYLA, BİBER GAZIYLA DEĞİL, MASADA DEMOKRASİYLE”

Ülkede artan kaos ortamına karşı uyarılarda bulunan Aşkar, barışçıl çözüm vurgusu yaptı:
“Biz kimseyi provoke etmiyoruz, kimseye sahaya inin demiyoruz. Ama demokrasiye balta vurulamaz. Bu işler kavgayla, biber gazıyla, öldürerek, kırarak, bombalayarak olmaz. Çözüm masada, demokratik bir şekilde, kağıt ve kalem üzerinde alınacak kararlardadır. Biz Adil Türkiye Partisi olarak gerekirse yumruğu masaya vurup halkımızın yanında olmaya hazırız.”